11 Kasım 2009 Çarşamba

LODOS ve COĞRAFYA



Soğuk ve karanlık bir İstanbul gecesi ve bir klasik, tutmayan uyku, soğumuş ve çürümüş bedenlerde bir karamsarlık hakim. Neyin karamsarlığı? Bağlanılan umutlar bile artık içi boşaltılmış pop kültürünün bize dayattıkları. Ne demekse içi boşaltılmış pop kültürü?
Aslında sahte bir canlılık ve cümbüş hakim bu pop kültürüne. Gidilen cafeler ve oluşturulan gruplar sahte bakışlar ve cilvelenmeler,bir kadının ılık nefesi bile artık ne kadar çarkın dönmesinde rol alıyorsan o derece ılıklaşıyor. Ya çark seni reddettiyse ya tutamadıysan sende çarkın bir ucundan, ezdiyse seni küçük kuyudaki yılan. İşte o zaman yandın dostum! Bir hiçtir aslında seni arkadan sokan, hele bide yalnızsan. Yoktur artık değerin! Seni gereğinden fazla beklemiş görür zaman ve mekan. Sığmazsın içine ve boşalırsın, artık hayattaki en büyük zevki krem olan penissindir.
Kör bir kuyuda, istemediğin kadar su bile varken susamamışsındır. Şöyle bir bakınayım dersin etrafına varlığınla yokluğun senin gibi adi adamların emrindedir. Bir avuç insan sinmişsindir içine, pes etmişsindir. Bırakmışsındır vapurun peşini, koşmazsın simidin peşinde ve acı olan hala muhtaçsındır simide! Kaçırmışsındır yolları, bir çift gözün sana dikilmesini beklersin, bir çift şevkatli elin hatta on parmağın gözükmeyen yaraları sarmasını istersin. Uyuşmuştur beynin çalışamaz olmuştur artık, bundan şikayet edemez kadar uyuşmuşsundur. Anlık bir hareketle uyanmak istersin,"yeter artık!" diye haykırasın gelir, haykırırsın da. Ama ufacık bir lodos tıkar sesini boğazına! Tutarsın kaşkolunu ve sığınırsın tekrar cam fanusuna. Nice tutunamayanlar bakar sana. O ıssız rüzgarı dindiremediğin yağmurunda, onlarda başlar ağlamaya bir şimşek çaktırıp yağmur yağdırmak istersin, rüzgara meydan okurcasına. Ama o kahpe rüzgar, ojeli tırnaklarıyla parçalamıştır bulutlarını. O tatlı, o masum, o umut dolu, hayat dolu bulutlarını. Son bir nefes daha çekersin sigarandan; hayır hayır, izmaritten! Çünkü alışmışsındır sigaranın son fırtını çekmeye. En kaliteli tütünü bile içsen o izmaritin acısı gelir kupkuru dudaklarına. Düşünürsün bulutlarını, olmamıştır aslında ne masumdur ne de umut doludur. Nefrettir, hepsi içten gelen kanayan midenin, akan midenin sıvısıdır, gözyaşlarıyla bezenmiştir. Hınca hınç grev yapan milyonların hıncı olmuşsundur. Ama asla haykıramamışsındır bunu rüzgara. Acıyıp kendine ve bulutlarına, balmumuyla kaplamışsındır onları. Balmumunsa umuttur, masumiyetindir senin. Sahte maskelere karşı tek silahındır, duygusallığındır. Onlara çok değer vermişsindir tüm yaşamın boyunca. Evirip, çevirip milyonlarca hatta milyarlarca kez anlatmışsındır insanlara, belki anlarlar umuduyla hep bir daha, hep bir daha denemişsindir.Devamlı konuşmuşsundur insanlarla, mevsimlerden bahsetmişsindir, aşktan bahsetmişsindir ve kendinden bahsetmişsindir. Zekisindir de, etkilemişsindir onları anlık süreçlerde, tatmin etmişsindir kendini, fakat o adi lodos esmiştir gene! Yosunlarla ve plastik atıklarla doldurmuştur denizini, hasretsindir poyraza!
Kimbilir kaçıncı kez okuduğun o en önemli başucu kitabın vardır yanında ve birde asla kendini anlatmadığın birkaç senin gibi güzel insan. Evet asla bir sürüngen değilsindir, içinde umut beslemişsindir insanlara. Sahte inançlara inanmayı öyle tezlerle ispatlamışsındır ki kendine; inanırsın bile buna. Mutlusundur aslında, ama o lanet olası bazı şeylerin farkında olmanın bedeli, çok büyük bir depresyondur, cezandır senin. İlk,büyümeye başladığın yılları hatırlarsın. Ne çok şeyler bulmuşsundur kitaplarda ve şu an senin hissettiklerini yaşayan insanlarda. Hayat hiçbir zaman hak değildir sana, hep bir zorunluluk olmuştur tüm kısır döngün boyunca ve gitgide sonuna gelmektesindir dipsiz kuyunun. Ah,bir ulaşabilsen o dipsiz kuyuya! Bir süreçtir bu dipsiz kuyuya varmada, öyle çok kaybetmişsindir ki; bununda farkındasındır, bir varsan sanki tekrar dirileceksindir. Çünkü çekmişsindir tüm acıları. Büyük bir huzur kaplayacaktır içini, damarlarında devamlı algının tüm kapılarını ayağına seren tonlarca uyuşturucu dolaşacaktır sonsuza değin. Ah bir varabilsen kuyuya. Kuyunun o kadar ustası olmuşsundur ki, çok değerlidir oraya varmak senin için, Buddha gibi bir bedeldir bu. Bu yolu seçmişsindir ve çok ilerlemişsindir. Dediğin gibi zekisindirde ölümün de çare olmayacağını bilirsin ve o son çareye ulaştığında öğreneceksin o lanet lodosun zayıf noktasını ve tek kurşunda söndüreceksindir cakasını!"DAN DAN DAN", kalmayacaksındır tek kurşununla, vuracaksındır devamlı.Vurdukça LODOS olacaksındır! Vurdukça daha da bir kuvvetleneceksindir. Artık iki yol kalmıştır sonunda; ya kabulleneceksin lodos olmayı ya da bunca yıllık kaybetmişliğin edasıyla atılacaksındır yeni bir rüzgara, MUSON'un karşısına...

Alper ALMALI

1 yorum: